KALE CAFE
Bir koca seneyi daha devirmemize yalnızca saatler kaldı. Şahsen
benim 2017’den tek dileğim 2016 gibi felaketlerle dolu bir yılı bizlere
unutturacak kadar harika günlerle karşılanmak. Bu satırları pek inanarak
yazmasam da umut fakirin ekmeği, yapacak bir şey yok diyerek sevimsiz konuşmama
burada son veriyorum ve tıpkı geçen seneki gibi yine yılbaşı ertesi geç
kahvaltı önerisi ile sevimli ötesi paylaşımıma başlıyorum.
Pazar sabahı uyanıyoruz, önce bir kendimize geliyoruz, en rahat
kıyafetlerimizi giyiyor ve rotamızı Rumeli Hisarı sahil şeridindeki “serpme
kahvaltı” kelimesinin ilk ortaya çıktığı yer olduklarını iddia eden Kale
Cafe’ye çeviriyoruz. Böyle küçücük, minicik son derece salaş bir yer burası.
Aslında çok da küçücük, minicik değil ama o kadar kalabalık oluyor ki insan her
defasında şuraya üç beş masa daha atsak ya oluyor. Bu yüzden olabildiğince
erken gitmek gerekiyor, just in case!
Gelelim serpile serpile bitmeyen zengin kahvaltısına. Bol yeşillik, bal kaymak, zeytin çeşitleri, peynir
çeşitleri, reçelleri, tahin pekmezi ve kızarmış hellim peyniri ile mükellef bir
kahvaltı, bir de sıcak yufka getiriyorlar ki gerçekten de yeme de yanında yat.
Biz bir de paçanga söyleyerek masamızı iyicene şenlendirdik. Diyetteyseniz ya
da en basitinden yediklerinize dikkat ediyorsunuz burada işiniz çok zor,
söyleyeyim. Mekanın tek dezavantajı masaların çok iç içe olması ama mis gibi
deniz havası sağ olsun daralmanıza fırsat vermiyor.
Yılın ilk gününü boğaza nazır keyifli bir
kahvaltı ardından da sakin bir yürüyüş ile geçirmek istiyorsanız hepinize
şimdiden afiyet bal şeker olsun. Herkese mutlu, sağlıklı, başarı ve huzur dolu bir
yıl dilerim. Seni pek özlemeyeceğiz 2016 ve bizi üzme lütfen 2017… İyi yıllar!