31 Aralık 2016 Cumartesi

KALE CAFE


Bir koca seneyi daha devirmemize yalnızca saatler kaldı. Şahsen benim 2017’den tek dileğim 2016 gibi felaketlerle dolu bir yılı bizlere unutturacak kadar harika günlerle karşılanmak. Bu satırları pek inanarak yazmasam da umut fakirin ekmeği, yapacak bir şey yok diyerek sevimsiz konuşmama burada son veriyorum ve tıpkı geçen seneki gibi yine yılbaşı ertesi geç kahvaltı önerisi ile sevimli ötesi paylaşımıma başlıyorum.
Pazar sabahı uyanıyoruz, önce bir kendimize geliyoruz, en rahat kıyafetlerimizi giyiyor ve rotamızı Rumeli Hisarı sahil şeridindeki “serpme kahvaltı” kelimesinin ilk ortaya çıktığı yer olduklarını iddia eden Kale Cafe’ye çeviriyoruz. Böyle küçücük, minicik son derece salaş bir yer burası. Aslında çok da küçücük, minicik değil ama o kadar kalabalık oluyor ki insan her defasında şuraya üç beş masa daha atsak ya oluyor. Bu yüzden olabildiğince erken gitmek gerekiyor, just in case!
Gelelim serpile serpile bitmeyen zengin kahvaltısına. Bol yeşillik, bal kaymak, zeytin çeşitleri, peynir çeşitleri, reçelleri, tahin pekmezi ve kızarmış hellim peyniri ile mükellef bir kahvaltı, bir de sıcak yufka getiriyorlar ki gerçekten de yeme de yanında yat. Biz bir de paçanga söyleyerek masamızı iyicene şenlendirdik. Diyetteyseniz ya da en basitinden yediklerinize dikkat ediyorsunuz burada işiniz çok zor, söyleyeyim. Mekanın tek dezavantajı masaların çok iç içe olması ama mis gibi deniz havası sağ olsun daralmanıza fırsat vermiyor.
Yılın ilk gününü boğaza nazır keyifli bir kahvaltı ardından da sakin bir yürüyüş ile geçirmek istiyorsanız hepinize şimdiden afiyet bal şeker olsun. Herkese mutlu, sağlıklı, başarı ve huzur dolu bir yıl dilerim. Seni pek özlemeyeceğiz 2016 ve bizi üzme lütfen 2017… İyi yıllar!

28 Aralık 2016 Çarşamba

THE NORTH SHIELD PUB


Merhabalar! Bazen dünyanın en güzel şeyi insanın evine yakın bir mekanda, bir şeyler içip, yorgunluk atabilmesi oluyor. Hele ki o mekan gerek yemeklerinin lezzeti, içkilerinin çeşitliliği, gerekse dekorasyonunun güzelliği, müziklerinin kalitesi ile kendinden söz ettirebiliyorsa gerçekten de şanslısınızdır. İşte benim dünyamda orası Bağdat Caddesi üzerinde Çiftehavuzlar tarafında bulunan The North Shield Pub. Ambiyansı, dekoru, lokasyonu, tarzı, sunumları, ikramları her şeyi ile hem benim kalbimi hem de haftanın her günü hemen hemen her saatte dolu olduğuna göre benimle birlikte nicelerinin kalbini fethetmiş gibi.
En sevdiğim yanı envai çeşit bira olması ve özellikle kış aylarında İstanbul’da içebileceğiniz en gerçek ve en leziz sıcak şaraplardan birinin burada yapılıyor olması. Elbette ki fiyatlar ortalamanın üzerinde ama ikram konusunda o kadar eli bol bir mekan ki verdiğiniz paraya fazlasıyla değiyor. Patlamış mısıra, çereze, kuruyemişe üçer beşer ekleyen yerlerden o kadar bıkmış ve nefret etmişim ki North Shield bu açıdan ilaç gibi geldi. Yemek olarak ise özellikle hamburgerleri almost kusursuz!
Cuma ve cumartesi günleri inanılmaz kalabalık olduğu için iş çıkış saatleri için birebir olduğunu da belirteyim. O zaman hep beraber günün yorgunluğunu atmaya! Keyifli bir akşam geçirmenizi dilerim… J

23 Aralık 2016 Cuma

THE CREPE ESCAPE 




Herkese tekrardan selamlar olsun! Alın size Bağdat Caddesi’nde bir alternatif daha! Ama önce itiraf zamanı. Krep veya pankek diyince benim için akan sular durur. Hemen ardından aklıma çikolata, çilek ve hatta bilimum peynir çeşitleri gelir. Ne kadar sevdiğimi siz düşünün artık. J Bu devasa sevgime rağmen sabahları kalkıp da hazırlayacak kadar çalışkan birisi olmadığım için çareyi Caddebostan Kültür Merkezi’nin sokağında bulunan The Crepe Escape’de buldum. İlk olarak Şaşkınbakkal’daki şubelerine gitmiştim. Ancak asıl daha sonra açtıkları Caddebostan şubesi ile gönlümü fethettiler. Çünkü çok daha geniş, ferah, insanın içini ısıtan cinsten bir yer olmuş burası.
Hem Amerikan pankek kültürünün hem de bizim aşina olduğumuz lezzetlerin krep ile bütünleşmesinin bir arada olduğu bir menü ile karşı karşıyayız. Tatlı tuzlu pankekler, yine tatlı tuzlu krepler, yanında ev yapımı reçellerden, fındık fıstık ezmesine, tereyağına, meyvesine, cevizine kadar bir sürü çeşit! Benim favorilerim tuzlu kreplerden New Yorker, tatlı pankeklerden ise tabii ki bir yaban mersini delisi olarak blueberry pankek. Tatlıların yanında süt getirilmesi ise güzel bir ayrıntı olmuş. Ayrıca içecekler kısmı da yiyecekler kadar çeşitli, dolu dolu.
Hamur işi ile aranız yoksa hiç uğramayın bile, aç kalırsınız. Ama bendenseniz tavsiyelerime bir kulak verin derim.

18 Aralık 2016 Pazar

HANE CADDE



İyi akşamlar! Maalesef her gün bir mağazanın, restoranın ya da kafenin kapandığı Bağdat Caddesi’nde oturmalık güzel bir mekan bulmak gittikçe zorlaşıyor. Bu durumun üzerine caddede aklımda yer edinmiş, rahatlıkla önerebileceğim birkaç kafeyi derledim ve art arda sizlerle paylaşmaya karar verdim. Oyuncu Uraz Kaygılaroğlu’nun ortağı olduğunu gittikten sonra öğrendiğim Suadiye’nin sokaklarından birine yerleşmiş Hane Cadde ile başlayalım o zaman.
Benim en sevdiğim yanı caddeye oldukça yakın ama gürültüden de bir o kadar uzak bir yerde konumlanmış olması. Marks&Spencer’ın sokağına girip yaklaşık 300 metre kadar yürüdükten sonra solunuzda rengarenk masalar ve sandalyeler gördüğünüzde durmanız yeterli. J Konsept olarak kahveci gibi görünse de kahvaltılık çeşitlerin bolluğu, ana yemekleri ve tatlıları ile günün her saati hizmet vermeye uygun çok hoş bir yer Hane Cadde. Özellikle tatlıları apaçık sergilemiş olmaları karşı konulmaz bir etki yaratıyor. O yüzden boşuna karşı koymaya çalışmayın derim. Ben yenildim. J En nihayetinde brownie’li manolyadan tutun kinderli kuplara meyveli tartlara kadar oldukça orijinal lezzetler söz konusu. Aynı zamanda çalışanlar inanılmaz güler yüzlü, ilgili ve en önemlisi de bilgili. 3. dalga kahveleri ile ilgili yönlendirmelerini dikkate alın derim. Yalan değil anlattıkları şeyler üzerine v60 dedikleri kahveyi tercih etmiş olsam da niye bu kararı verdiğimi pek hatırlamıyorum. J Siz gidince benden daha dikkatli dinleyin, olur mu?
Fiyatların ortalamanın biraz üstünde olduğunu onlar da kabul ediyor. Dürüstler de hani. J Yine de renkli, cıvıl cıvıl bir atmosferde güler yüz eşliğinde leziz tatlar ile hoş vakit geçirince helali hoş oluyor doğrusu. Yolunuzu en kısa sürede Hane’ye düşürmeniz dileğiyle, iyi haftalar!


15 Aralık 2016 Perşembe

LA MANCHA


Herkese en kocamanından selamlar! Bu soğuk kış günlerinde elimize sıcacık bir şarap kadehi yakışmaz da ne yakışır? Hele ki restore edilmiş eski bir şarap imalathanesinde olduğunuzu düşünsenize! Kuruçeşmede’ki bu eski şarap imalathanesindeki mekanlardan biri de Akdeniz mutfağı üzerine hizmet veren La Mancha.
Hafta içi iş çıkışı barda oturup yorgunluk atabileceğiniz mekan hafta sonları ise bir anda DJ performansı eşliğinde oldukça hareketli bir atmosfere bürünüyor. İstanbul manzarasına karşı dans keyfisi! Özel günlerde oldukça tercih edilesi. İster sevdiklerinizle toplaşıp güzel bir akşam yemeği, ister barda oturup yudum yudum Apple Martini, ister bira şişeleri ile sabaha kadar çılgınlar gibi dans! Bunların hiçbiri benlik değil daha sakin bir arayıştayım diyorsanız da hiç merak etmeyin ve tereddüt bile etmeden bir akşamüstü Sangria ısmarlayın kendinize.
Servisi, içkileri, yiyecekleri, şıklığı, dekorasyonu komple bütün atmosferi ile sık sık gidilesi bir yer aslında. Belli bir fiyat ortalamasının üstünde olduğu aşikar olduğu için pek sık gidilemeyebilir tabii. J Ama ödenen her kuruşun hakkı verildiği için no probs!
İyisin hoşsun sıcak şarap ama bir an önce geri dön lütfen yaz. Seni özlüyoruz.

10 Aralık 2016 Cumartesi

FATCAT MODA



Kış geldi mi tam bir üşengeç olanlardan biri de benim işte! Canım farklılık istese de gerçekler bana dur hava eksi 136339 derece diyor ve tabii ki en nihayetinde de kendimi Moda’da buluveriyorum. Bu kadar çok Moda’ya gidince haliyle civarın cafe restoran muhtarı oldum çıktım. Sırada Moda Nero’nun hemen yanındaki minnak FatCat var. Mekanın bir artısı çevresindeki kahvecilere alternatif oluşturması ve ön bahçesindeki oturma düzeni. Moda Caddesi’nin kalabalığından pek hoşlanmadığım için caddenin aşağı kısımları nispeten sakinliği ile bana daha çok hitap ediyor ve FatCat bu anlamda tam yerine açılmış doğrusu!
Çok daha lezzetli kahveler içtiğim için ben genelde buraya geldiğimde meyve nektarlarını tercih ediyorum. Organik ve buram buram meyve kokmaları beni iki saatliğine de olsa yersiz bir sağlıklıyım ben moduna sokuyor. J Böyle hareketlere hiç gerek yok diyorsanız da klasik americano ya da lattenin yanına kesinlikle armutlu tart söylemelisiniz. Moda’da yeni mekan arayışında olan herkes FatCat’e gelsin o zaman! (Neredeyse 1 sene ne kadar yenidir tartışılır tabii J)
FAKAT! Buradan FatCat çalışanlarına bir sözüm var. Elbette ki tüm çalışanları için demiyorum ama bazılarının gerçekten de üslup konusunda biraz daha dikkatli olmaları gereken noktalar var. Yine de herkese şimdiden afiyetler olsun, çok öpüyorum J

6 Aralık 2016 Salı

KROPKA CAFE & BAKERY

















Merhabalar! Öncelikle paylaşımlarım ile ilgili genel bir bilgi vermek istiyorum, sonra yepyeni bir kafeyle tanışacağız.
Artık herhangi bir kafe, restoran ya da bara gitmeden önce birçoğumuz bir ön araştırma yapıyoruz ve kendimize göre bazı önceliklerimiz oluyor. Dikkat ettiğimiz şey artık sadece uygun fiyatlar olmaktan çıkalı epey oldu sanırım. Fondaki müzik, dekorasyon, lezzet, temizlik, servisin kalitesi ve hızı müşteri olarak önem verdiğimiz hususlar haline geldi. Ben de paylaşımları genelde bu hususları dikkate alarak yapmaya çalışıyorum.
Bugünkü gündemimizde Kadıköy’ün en hareketli noktalarından birinde geleni geçeni izleyerek kahve içmek için güzel bir mekan olan Kropka Coffee & Bakery var. İşin tuhaf kısmı bu kadar işlek bir konumu olmasına rağmen, gürültüyü patırtıyı hareketi hissettirmeyecek kadar ferah, huzur dolu bir havası var. Benim Kropka’yla ilk tanışmam bir arkadaşımın arkadaşının orada çalışması ile oldu. Normalde şekersiz, bana kahve içtiğimi hissettirecek türden kahveleri tercih etsem de o gün tam bir “benim tatlım geldi” modundaydım. Buna rağmen şımarık şımarık ama benim latte’mdeki Hindistan cevizi aroması çok fazla olmasın dedikten yaklaşık beş dakika sonra bin pişman oldum. O kadar hafif ve lezzetli bir tadı vardı ki aromayı alıp kaşık kaşık içmek istedim diyebilirim. Yalnız dürüst bir şekilde Kropka’da yapabileceğiniz en iyi tercihin Hindistan cevizi aromalı latte olduğunu söyleyebilirim. Tabii ev yapımı şerbetlerinin hakkını yersem olmaz!
Turuncu masaları, mavi iskemleleri ile kışa merhaba dediğimiz bu günlerde hafif bir yaz havası almak isteyenlerin adresi belli!

1 Aralık 2016 Perşembe

KOZMONOT


Benim gibi bir Cuma öğleden sonrasını akşama nereye gitsek diye saatlerce düşünmeden geçirmek istiyorsanız sadece bir tık uzağınızdayım. J Ben çektim siz çekmeyin diyorum ve sizi akşam Teşvikiye’ye götürüyorum. Önceki paylaşımlarımda bir gastro pub’dan bahsetmiştim. Yani hem yemeli hem içmeli!
Peki ya Kozmonot’un tarzı, farklı, özellikleri ne? Neden bir Cuma akşamını orada geçirelim ki? Bir kere mekanın girişinde Berlin duvarına yapılan Neil Armstrong ve Yuri Gagarin’in birbirini öptüğü bir muralı var. Merak etmeyin tek tercih sebebi bu değil. J Ama dekorasyon üzerinde biraz durmak istiyorum. Kozmonot’un teması belli ki ilhamını Soğuk Savaş yıllarından almış. Etraftaki uzay elbiseleri, Berlin Duvarı çizimi ve bu tarz parça detayları ile ilgi çekici bir yanı var. Bir diğer özelliği ise Almanya, Belçika, İrlanda ve Hollanda biralarını oldukça iddialı kokteyller ile birleştirmiş bir menüye sahip olması.
Tam anlamıyla bira amaçlı gidince tercihlerimiz Belçika birası olan Leffe Brune, Brune’ye kıyasla alkol oranı biraz daha düşük olan Leffe Blonde ve İrlanda birası olan Guinness oldu. Mis gibi de oldu! En çok tercih edilen yemekler arasında kendi imalatları olan dana, domuz sosis, avakado soslu cheeseburger, makarna ve salata çeşitleri olduğunu da öğrendiğimize göre birini seçip, güzel bir Cuma akşamı geçiriyoruz.
Üzgünüm ama müzikleri eleştirmem gerekiyor. Aslında yakaladıkları tarz çok güzel. Sonuçta ACDC, Journey, Beatles gibi isimler size eşlik ediyor. Sorun geçişlerdeydi sanırsam. J Bir de Pub olduğu için müziğin sesinin biraz daha kısık olması gerektiğini düşünüyorum.
Sonuç olarak daha fazla düşünmeye gerek yok. Hadi Teşvikiye’ye! Herkese en güzelinden hafta sonları!